Milli İstihbarat Akademisi Akademisyeni Mehmet Çağatay Güler, Rusya-Ukrayna arasında tahıl savaşının ne boyutta olduğunu ve Karadeniz Tahıl Koridoru’nun neden tekrar aktif edilmesi gerektiğini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda 2 yılı geride bıraktık. Bu süre zarfında savaş hem bölgesel paradigmaları hem de küresel dinamikleri derinden etkilemeye devam ediyor. Küresel gıda güvenliği söz konusu etki alanlarının belki de en önemlilerinden bir tanesidir. Zira Rusya ve Ukrayna’nın küresel ölçekte 2 büyük tahıl üreticisi olması, üretimde yaşanan aksamalar, tarım altyapılarının hedef alınması ve buna bağlı olarak düşen tarım ürünlerinin ihracatı küresel tarım piyasalarında ciddi aksamalara sebep oluyor. Bilhassa da buğday ve mısır gibi ürünlerin tedariklerinin sekteye uğraması küresel gıda krizi ihtimalini artırıyor.
-Rusya’nın sessiz silahı: Tahıl
Küresel ölçekte tahıl krizi olarak karşımıza çıkan bu durum Moskova tarafından süregelen savaşın bir başka yönü olarak değerlendiriliyor. Hatta söz konusu krizin Rusya’ya önemli fırsat pencereleri sunduğu tartışılıyor. Bu noktada Kremlin yönetiminin tahıl krizini ve neden olduğu gıda güvenliğini bir silah olarak kullandığı değerlendiriliyor. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) araştırmacıları da bu konuyu ele alan bir rapor yayımladı. Araştırmacılar raporda Rusya eski Cumhurbaşkanı Dmitriy Medvedev’e yaptıkları atıfla gıdayı Rusya’nın “sessiz silahı” olarak nitelendirdi. Bu yaklaşım, akıllara hibrit savaşı kuramını yani askeri güçle beraber askeri olmayan imkanların beraber kullanılmasını ve Rusya’nın bu çerçevede benimsediği stratejileri getiriyor.
Peki Rusya gıdayı gerçekten bir silah olarak kullanıyor ve krizi fırsata dönüştürüyorsa bunu nasıl başarıyor? Rusya nihayetinde ne elde etti ve ne elde etmeyi planlıyor? Bu tahıl savaşının bir kazananı var mı? Geçtiğimiz haftalarda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli yayın kuruluşu Politico bu sorulara “Rusya küresel tahıl savaşını kazanıyor” başlıklı yazısıyla net bir şekilde cevap verdi. Ancak Rusya’nın nasıl ve neyi kazandığının detaylandırılmasında fayda var.
-Rusya tahıl savaşını nasıl kazanıyor?
İlk olarak Rusya, savaşın başından beri Ukrayna’nın tarım sektörünü ve buradan elde ettiği ticari geliri hedef alıyor. Bu kapsamda hem Ukrayna’nın tahıl üretimi engelleniyor hem de ticaret rotaları kesilerek sevkiyatları sekteye uğratılıyor. Nihayetinde Rus tarafı 3’üncü ülkelerin Ukrayna ile olan ticaretini ve karşılıklı bağımlılık ilişkisini zedeliyor. Rusya sadece bununla kalmıyor ve aynı zamanda Ukrayna’dan açılan bu boşluğu kendisi tahıl ihracatı yaparak dolduruyor. 2’nci olarak Rusya, söz konusu boşluğu doldurabilmek ve krizi fırsata çevirebilmek için kendi üretimini önemli ölçüde arttırıyor ve piyasanın çok altında fiyatlarla satış gerçekleştiriyor. Son olarak Moskova, doğrudan Ukrayna’nın gıda güvenliğini hedef alarak savaş kapsamındaki siyasi hedefleri doğrultusunda Kiev yönetimini daha fazla sıkıştırmayı planlıyor. Ukrayna’da saldırdığı bölgelerin tarım bakımından zengin olması bunun önemli bir göstergesi. Nitekim Ukrayna’nın arpa, buğday ve ayçiçeği üretiminin beşte biri, bugün saldırı altında olan Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinden karşılanıyordu.
-Savaş öncesinde durum nasıldı?
Savaş öncesinde Ukrayna yıllık 60 milyon ton tahıl ihracatıyla dünyadaki ihtiyacın yaklaşık yüzde 10’unu karşılıyordu. Tarım sektörü Ukrayna’nın ihracat gelirlerinin neredeyse yarısını ve istihdamın yüzde 15’ini kapsıyordu. Söz konusu ihracat büyük oranda Afrika ve Orta Doğu ülkelerine yapılıyordu. Daha detaylı incelersek, Sahra Altı Afrika ülkelerinden Etiyopya’nın buğday ihtiyacının yüzde 45’i, Moritanya’nın ihtiyacının yüzde 23’ü, Tanzanya’nın ve Nijerya’nın ihtiyacının ise yüzde 18’i Ukrayna tarafından sağlanıyordu. Kuzey Afrika’dan Tunus’un da buğday ithalatının yüzde 31’i Ukrayna tarafından karşılanıyordu. Savaş döneminde Ukrayna’nın gemi sevkiyatları bazı dönemlerde sıfıra indi. Karadeniz Tahıl Koridoru kapsamındaki ihracat ayrı tutulursa Ukrayna’nın toplam ihracatı üçte iki oranında azaldı. 2022 sonrasında yaşanan bir diğer önemli değişim de ihracat yapılan ülkeler. Bu çerçevede, Afrika ülkelerinin yerini açık bir şekilde Avrupa ülkeleri aldı ve Ukrayna’nın tahıl ihracatının yarısı Avrupa başkentlerine gerçekleşti.
Rusya’nın savaş öncesi dönemde buğday üretimi ortalama 80 milyon tondu. Bu rakam savaş döneminde ortalama 91 milyon tona çıktı. Aynı şekilde savaş öncesi dönemde Rusya’nın buğday ihracatı ortalama 36 milyon tondu. 2022 sonrası dönemde Rusya’nın ihracatı ortalama 50 milyon tona ulaştı. Yani Rusya dünyanın en büyük buğday ihracatçısı konumunu savaş döneminde tahkim etti. Söz konusu buğdayı ithal eden ülke ve bölgelere bakacak olursak, Afrika kıtası bir bütün olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda, Kuzey Afrika’nın daha da öne çıktığını söylemek mümkün. Fakat Sahra Altı Afrika ülkelerine de Rusya’dan önemli miktarlarda buğday sevkiyatı yapıldığının altını çizmemiz gerek. Afrika’ya ek olarak Batı ve Güney Asya ülkeleri de savaş döneminde Rusya’dan buğday ithalatını arttırdı. Ukrayna’nın üretiminin açıkça düştüğü, ihracatının engellendiği ve ticaret yaptığı ülkelerin Avrupa kıtasına sıkıştığı bir denklemde, Rusya gerek üretimini arttırarak gerekse fiyatları çok düşük tutarak Ukrayna’dan boşalan Afrika kıtasında etkisini arttırıyor.
Ankara’nın stratejik hamlesi: Karadeniz Tahıl Koridoru
Son olarak, Rusya’nın söz konusu krizi fırsata çevirmesini ve gıdanın bir silah olarak kullanılmasını engelleme noktasında en önemli adımı, Karadeniz Tahıl Koridoru ile Türkiye’nin attığını söyleyebiliriz. Zira, bu koridor kapsamında Ukrayna 3 kıtadan toplamda 45 ülkeye yaklaşık 33 milyon ton tahıl ulaştırmıştı. Bu sayede gıda fiyatları yaklaşık dörtte bir oranında düşmüştü ve hatta Ukrayna’nın ihracatı savaş öncesindeki döneme yaklaşmıştı. Fakat Rusya’nın anlaşmadan çekilmesi, Kiev’in ihracat rotalarını engellemesi ve bu süreçte Ukrayna’nın tarım altyapılarını hedef almasıyla beraber Kiev yönetimi tahıl piyasalarında ciddi alan kaybetti. Bugünkü verilere ve Rusya’nın hakim pozisyonunu nasıl tahkim ettiğine bakarsak, söz konusu koridorla Ankara’nın ne kadar stratejik bir girişimde bulunduğunu söyleyebiliriz. Küresel gıda güvenliğinin arttırılması hedefiyle Karadeniz Tahıl Koridoru’nun yeniden devreye sokulması veya benzer minvalde Ukrayna’nın küresel tarım piyasalarına entegre edilmesi önem arz ediyor.
[???????Mehmet Çağatay Güler, Akademisyen, Milli İstihbarat Akademisi]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024